Arama Ve Elkoyma Kararına İtiraz
SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
Dosya No : 2016/…… D.İş
İTİRAZ EDEN :
KONU : … Cumhuriyet Savcılığının /Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve 2016/… D.İş sayılı ARAMA VE ELKOYMA kararına itirazımın sunulması hakkındadır.
AÇIKLAMALAR :
Cumhuriyet Savcılığı /Sulh Ceza mahkemesi tarafından somut hiçbir bilgi sunulmaksızın evimde/ işyerimde / arabamda arama yapılmıştır. Arama işlemine dayanak yapılan karar açıkça yasaya aykırı olduğu için kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
Tamamen soyut ifadelerle arama kararı talep edilmiş, Cumhuriyet Savcılığı / Sulh Ceza Hakimliği tarafından da hiçbir değerlendirme yapılmadan arama ve el koyma kararı verilmiştir.
Tarafıma yöneltilen suçlama haksız olduğu gibi tamamen mesnetsizdir. Makul hiçbir maddi açıklaması olmayan bir suçlama gerekçesiyle arama kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Kararda neyin aranacağı anlaşılmadığı gibi sınırı da belirli değildir. Sadece öğretmen olan birisinin isnat edilen suçlamayla irtibatının nasıl kurulduğu ve isnat edilen suçla ilgili olarak arama neticesinde neyin bulunmasının değerlendirildiği belirtilmemiştir.
İtiraz konusu karar yasaya açıkça aykırı olduğu gibi AİHM kararlarına da açıkça aykırıdır. AİHM kararlarında yapılan değerlendirmeler, soyut ifadelerle ve sınırı belirtilmeyen bir karar verilemeyeceğini belirtmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yakın bir zamanda verdiği bir kararında arama kararı ile ilgili ilkeleri şu şekilde belirlemiştir.
Sözleşmeci Devletler bazı suçlar için maddi delil toplamak amacıyla evlerde arama yapma gibi tedbirlerin gerekli olduğuna karar verebilir. AİHM, böyle durumlarda, müdahaleyi haklı göstermek için ileri sürülen gerekçelerin alaka ve yeterliliği ile orantılılık ilkesine uygunluğunu denetlemektedir.
Bu noktada AİHM, öncelikle iç hukuktaki yasa ve ilgili uygulamaların bireyleri uygun ve etkili bir şekilde suistimallere karşı güvence altına aldığından emin olmalıdır.
AİHM, daha sonra ihtilaflı müdahalenin, pratikte, izlenen amaçla orantılı olup olmadığını belirlemek için her davanın özel koşullarını incelemelidir. Bunu yaparken AİHM, aramayı gerektiren suçun ciddiyeti, arama emrinin çıkarılma koşulları ve ne şekilde çıkarıldığı, özellikle aramadan önce elde bulunan diğer delil unsurları, yine özellikle arama yapılacak yerin niteliği ve müdahalenin mantık dışı etkileri olmaması amacıyla alınan önlemler bakımından arama emrinin içeriği ve kapsamı ve son olarak da aramanın hedef aldığı kişinin itibarı üzerindeki olası yankıları gibi kıstasları dikkate almaktadır (Almanya aleyhine Buck davası, no 41604/98, prg. 45, CEDH 2005-IV ve Smirnov, ilgili bölüm, prg. 44).
Mevcut davada AİHM, ilk önce ihtilaflı aramanın ilgili şahıslar hakkında yürütülen bir ceza soruşturması ya da ceza davası kapsamında düzenlenmediğini not etmektedir. Başvuranların herhangi bir suçtan şüpheli oldukları ne ortaya konulmuş ve ne de iddia edilmiştir.
Hakimin hangi delil unsurlarına dayanarak ihtilaflı arama emrini çıkardığı açık bir şekilde ortaya konmamış, sadece emniyet müdürlüğünün Cumhuriyet savcısına gönderdiği yazıda yer alan oldukça genel, kısa ve öz açıklamalarla yetinilmiştir. Bu noktada AİHM, ceza mahkemelerinin ilgili şahısların evlerinde arama yapılmasını gerektirecek somut deliller olmadığı yönündeki tespitlerini kayda geçmektedir.
Hakim arama emrini verirken, hiçbir konuda sınırlama koymamış, sadece tarihini ve bunun bir defaya mahsus olduğunu belirtmiştir. Aramanın gerekçesi ve neyin arandığı hakkında hiçbir bilgi içermeyen bu emir, bu şekliyle polislere oldukça geniş bir yetki tanımıştır. Oysa AİHM’nin kanaatine göre, bir arama emrinin, aramayı yürüten polislerin belirlenen araştırma alanına uyum gösterip göstermedikleri konusunda kontrol imkanı sağlayan asgari bilgiler içermelidir (Van Rossem, ilgili bölüm, prg. 45).
AİHM tarafından arama konusunda verilen kararlarda yaptığı değerlendirmeler de dikkate alınarak açıkça hukuka aykırı olan arama kararının kaldırılması için itiraz yapmak zorunda kalınmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 141/i bendi gereğince arama kararının ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle de sorumlular hakkında gerekli işlemler yapılacaktır.
NETİCE VE TALEP :Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;
Makul şüphe olarak değerlendirilebilecek bir delil olmaması ve herhangi bir sınır belirtilmemesi nedeniyle hukuka aykırı olarak verilen ARAMA VE ELKOYMA KARARININ İTİRAZEN İNCELENEREK KALDIRILMASINA karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.