Bazı sözler hakaret sayılmaz yargıtay kararı

Bazı sözler hakaret sayılmaz yargıtay kararı

ÖZET

Yargıtay, bazı yörelerde 'hakaret' olarak algılanan 'çemkirmek' sözünün hakaret suçunu oluşturmadığına hükmetti. Yüksek mahkeme; hakaret kararında yöresel farklılıklara dikkat çekti.

Duruşma beklediği mahkeme kalemi önünde görevlilerle tartışan avukat; memura hitaben 'ne çemkiriyorsun' dedi. Bu sözün, memleketinde hakaret olarak algılandığını öne süren memur, başka bir ilin barosuna kayıtlı avukattan davacı oldu.

'Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek'le suçlanan sanık avukat, yaşadığı bölgede 'çemkirmek' sözünün hakaret sayılmadığını öne sürdü. Ağır Ceza Mahkemesi, 'çemkirmek' kelimesinin Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğündeki ilk ve asıl anlamının 'birine karşı gelmek, sert cevap vermek, gereksiz yere yüksek sesle konuşmak' olduğuna dikkat çekerek hakaret suçunun oluşmadığına hükmetti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun yararına bozma talebinde bulundu.

Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 18. Ceza Dairesi, Başsavcılık itirazını reddetti. Kararda şöyle denildi: ''Bu mahiyetteki sözler hakaret kabul edilemez. Yöresel olarak kullanılan ve hakaret içeren sözler de bu suçu oluşturacağı ancak suçun işlendiği yerin Erzincan olması, sanığın Ankara'da yaşadığı ve Kırşehir nüfusuna kayıtlı olduğu, sanığın bu durumu bilmesinin beklenemeyeceği gerekçesiyle itirazın reddedilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. Sanığın söylediği, kaba söz niteliğindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, anılan kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.''

 

Kararın tamamı :


18. Ceza Dairesi      

2017/3360 E.  ,  2017/14995 K.

"İçtihat Metni"

 

KARAR

 

Hakaret suçundan sanık ... hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinin 30/09/2016 tarihli ve 2016/152 esas, 2016/114 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26/04/2017 gün ve 26047 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Ankara Barosunda kayıtlı avukat olan sanığın, Erzincan ilinde duruşma beklerken zabit katibi müşteki..... ile tartışması sonucunda ona karşı “ne çemkiriyorsun, siz alıştırmışsınız buradaki avukatları” şeklinde sözler söyleyerek hakarette bulunduğu, mevcut delillerin son soruşturmanın açılması için yeterli olduğu, delillerin takdir ve değerlendirilmesinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.

Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenliyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir….Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır...” hükümleri yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu avukatların görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı yapılacak soruşturmalarda genel usulden farklı olarak özel düzenlemeler getirmiştir. Buna göre kovuşturma izni üzerine düzenlenen iddianameyi inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi, dosyadaki delilleri değerlendirerek son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verecektir. Bu düzenleme isnad edilen suçla ilgili yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte delil bulunup bulunmadığının belirlenmesi hususunda mahkemenin takdir yetkisinin olduğunu göstermektedir.

İnceleme konusu somut olayda; Erzincan 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 01.10.2015 günü yapılacak olan duruşmalarının, mahkeme hakiminin izinde olması ve yerine bakacak olan hakimin de duruşmaya öğleden sonra çıkacak olması nedeniyle yapılmadığı, mahkemenin 2015/117 esas sayılı dosyasında sanık müdafii olarak bulunan Ankara Barosu avukatlarından sanık avukat ...’un saat 10.15 sıralarında mahkemenin kalemine gelerek duruşmanın ne zaman olacağını sorduğu, mahkeme katibi .... ise sanığa mahkeme hakiminin izinde olduğunu, duruşmaların büyük ihtimalle öğleden sonra olacağını söylemesi üzerine sanığın sesini yükselterek “niye duruşma olmayacağını söylemiyorsunuz, sabahtan beri bekliyorum, duruşma olmayacaksa kapıya bir yazı yazsaydınız” dediği, kalemde bulunan ve duruşmaya çıkacak olan zabıt katibi müşteki....de sanığa “biz de bekliyoruz, hakim bey kendi duruşmaları bittikten sonra bizim duruşmalara çıkacak” dediği, buna karşın sanığın ısrarla ve sesini yükselterek bağırmaya devam ettiği ve müştekiye hitaben “niye haber vermiyorsunuz, hatalısınız, hatanızı kapatmaya çalışıyorsunuz, ben danışma gibi gelip sormak zorunda değilim” dediği, bu söz üzerine müştekinin sanığa, “beyefendi biz gelen dava dosya taraflarını yönlendiriyoruz, bilgi veriyoruz, siz de dışarıda bekleyeceğinize gelip sorsaydınız, bir şikayetiniz varsa hakim beye söyleyin” dediği, akabinde sanığın müştekiye hitaben “ne çemkiriyorsun, siz alıştırmışsınız buradaki Avukatları” şeklinde söz söylediği ve tanık avukat.....araya girerek “Avukat bey niye bağırıyorsunuz, benim de duruşmanı vardı, ben de geldim sordum, sakin olun” dediği, sanığın da tanığa hitaben “sen sus, sen ne karışıyorsun” diye bağırdığı, daha sonra da kaleme gelen polis memurlarıyla birlikte kalemin dışına çıkarıldığı ve koridorda sanığın bağırmaya devam ettiği, sanığın tartışma esnasında söylediği “ne çemkiriyorsun, siz alıştırmışsınız buradaki Avukatları” sözleri nedeniyle, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ettiği gerekçesiyle düzenlenen iddianame sonrasında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesince, davaya konu eylemin temel noktasının “Çemkirmekkelimesinin anlamı olduğu, yapılan araştırmada bahse konu kelimenin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki ilk ve asıl anlamının “Birine karşı gelmek, sert cevap vermek, gereksiz yere yüksek sesle konuşmak” olduğu, bu mahiyetteki sözlerin hakaret kabul edilemeyeceği, yöresel olarak kullanılan ve hakaret içeren sözler de bu suçu oluşturacağı, ancak suçun işlendiği yerin Erzincan olması, sanığın Ankara’da yaşadığı ve Kırşehir nüfusuna kayıtlı olduğu, sanığın bu durumu bilmesinin beklenemeyeceği gerekçesiyle son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.

Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.

Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri, kaba söz veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

Sanığın söylediği, kaba söz niteliğindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, anılan kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 18.12.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi