Gözaltı Süresinin Uzatılmasına İtiraz
NÖBETÇİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE
Dosya No : 2016/ D.İş
İTİRAZ EDEN :
KONU : … Cumhuriyet Savcılığının ... tarihli GÖZALTI SÜRESİNİN UZATILMASI kararına itirazımın sunulması hakkındadır.
AÇIKLAMALAR : Cumhuriyet Savcılığı tarafından somut hiçbir bilgi sunulmaksızın evimde/ işyerimde / arabamda arama yapılmış, sonrasında da suçlamanın ne olduğuna dair açıklama yapılmaksızın gözaltı işlemi uygulanmıştır. Gözaltında tutulduğum sürede hiçbir işlem yapılmaksızın gözaltı süresinin uzatılmasına karar verilmiştir. Gözaltı süresinin uzatılması kararı açıkça yasaya aykırı olduğu için kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan KHK gereğince CMK.’nın 91. Maddesinde belirtilen gözaltı süresi 30 güne çıkartılmıştır. Savcılık ve kolluk tarafından gözaltına alındığım .... tarihinden beri hakkımda hiçbir işlem yapılmamış ve gözaltı süresi makul bir gerekçe gösterilmeksizin uzatılmıştır.
Ceza Kanunlarının keyfi ve geniş yorumlanarak kişilerin hürriyetlerinden yoksun bırakılması açık bir keyfilik örneği olarak AİHM kararlarında belirtilmiştir. Mahkemeye göre, keyfilik ulusal yasalara uygun olma kavramını aşan bir durum olup, bir hürriyetten yoksun bırakma iç hukuka uygun olmasına rağmen, özellikle ulusal otoritelerin kötü niyetli olma veya aldatma ya da hileli davranışının bulunduğu durumlarda da, uygulamanın keyfi olacağı belirtilmiştir.
KHK ile her ne kadar gözaltı süresi 30 güne çıkartılmış olsa da bu sure azami sure olarak belirtilmiştir. Gözaltı işlemi kişi hürriyetine yönelik olduğundan en kısa sürede gözaltı işleminin sonlandırılması gerekmektedir. Oysa gözaltına alındığım tarihten itibaren hakkımda hiçbir işlem yapılmaksızın bekletilmekteyim. Bu sure içerisinde ifade alınmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Yeterli süre olmasına rağmen hiçbir işlem yapmayıp gözaltı süresinin uzatılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
İlk gözaltı kararı da doğru olmayıp, haksız ve açıkça hukuka aykırı olarak verilmiştir. Tarafıma yöneltilen kabul edilebilir bir suçlama bulunmamaktadır.
Tüm hayatım didik didik edildiğinde, hayatımın hiçbir döneminde yasadışı bir davranış içerisinde olmadığım, cebir ve şiddet içeren bir anlayışa da sahip olmadığım görülecektir. Herkes gibi ben de sivil toplum faaliyeti kapsamında bazı faaliyetlerde bulundum. Ancak, yapılan tüm faaliyetlere bakıldığında asla yasa dışı bir eylem ve amaca sahip olmadığım görülecektir.
15 Temmuz Darbe girişimini vatanını seven hiçbir kimse tasvip etmeyeceği gibi ben de asla tasvip etmedim ve etmem de mümkün değildir. Kim masum insanlarımızın ve emniyet mensuplarımızın şehit olmasına yol açan bu faaliyette bulunduysa elbette cezalarını çekmelidirler. Ancak, benim ne darbe girişimiyle ne de darbede yer aldığı belirtilen kişilerle ilgim, irtibatım ve tanışıklığım asla söz konusu olamaz.
Benimle doğrudan ya da dolaylı ilgisi olmayan insanların yaptıkları gerekçe gösterilerek benim sorumlu tutulmam kabul edilemez. Kim olduğunu bilmediğim birilerinin kurduğu silahlı örgütün üyesi olduğumun iddia edilmesi suç ve cezaların şahsiliği prensibine aykırı olduğu gibi açıkça mesnetten de yoksundur. Tanımadığım insanların eylemleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış olmam açık bir haksızlık olmuştur.
Telefon edilse, tebligat gönderilse, haber verilse ikinci bir ihtara gerek kalmaksızın ifade vermek için istenilen mercie gelecek olmama rağmen baskın yaparak gözaltına alınmış olmam yasaya da açıkça aykırıdır. Adresi, işi, faaliyetleri belli olan birisine somut suçlamanın ne olduğu dahi belirtilmeden gözaltı işlemi uygulanması doğru olmasa gerektir.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen nedenler dikkate alınarak, açıkça yasaya aykırı olarak verilen GÖZALTI SÜRESİNİN UZATILMASI kararının CMK.’nın ilgili hükümleri gereğince İTİRAZEN KALDIRILARAK, SALIVERİLMEME karara verilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla