Karşı dava ile ilgili hükümler

Karşı dava ile ilgili hükümler

Karşı Dava

 

Karşı dava ile ilgili hükümler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 132 ilâ 135 inci maddeleri (1086 sayılı HUMK. 203-208) arasında düzenlenmiştir. Davalı tarafın, asıl davaya karşı ileri sürdüğü savunmaların yanı sıra davacıdan olan bir hakkının da hüküm altını alınmasını isteyerek dava açmasına “karşı dava” denir.

Karşı davanın açılabilmesi için;

a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması,

b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması,

şarttır.

Yasa gereğince, belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.

6100 sayılı Yasanın 133 üncü maddesi uyarınca, karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. Süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir. Yasanın 134 üncü maddesine göre, asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmaz.

Kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir.

Karşı davanın dinlenebilmesi için, kural olarak asıl dava ile arasında yakın ilişki bulunmalıdır. Bu yakın ilişki kendisini iki şekilde gösterir.

Bunlardan ilki, davalı, kendisinin de asıl davacıdan alacaklı olduğunu belirterek, bu alacağı ile davacının istekte bulunduğu alacak ve tazminatlardan bunun takas edilmesini karşı dava ile isteyebilir. Ancak, takas için davalının karşı dava açması zorunlu olmayıp, sadece takas savunmasında bulunmakla da yetinebilir. Eğer davalının takas etmek istediği karşılık alacağın miktarı asıl davada istenen alacak kadar veya daha az ise davalının karşı dava açmada hukuki yararı yoktur. Takas savunmasında bulunması yeterlidir. Davalının takas ve mahsup ettiği karşılık alacağı ile asıl davanın konusu alacak arasında bir bağlantı bulunmasına gerek yoktur.

İkinci olarak; takas ve mahsup istemi dışındaki hallerde, mutlaka karşı dava ile asıl dava arasında bağlantı bulunmalıdır. Asıl dava ile karşı davanın aynı sebepten doğması veya asıl dava ile karşı davadan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelik taşıması halinde, asıl dava ile karşı dava arasında bağlantı var sayılır.

Asıl dava ile arasında bağlantı bulunmayan ve takas veya mahsup talebini içermeyen bir istem, asıl davaya karşı dava olarak açılamaz. Örneğin işçinin açtığı işçilik alacakları davasına, işverenin karşı dava olarak işçinin taşınmazlarına müdahale ettiğini belirterek müdahalenin önlenmesi davası açamaz. Zira bu davalar arasında bağlantı yoktur. Bağlantı bulunmayan bir karşı dava açılması halinde, karşı davanın tefrik edilerek ilgili mahkemede ayrıca yürütülmesi gerekir.

Karşı dava bağımsız ayrı bir davadır. Bu nedenle de harca tabidir. Dava şartları asıl dava ve karşı dava için ayrı ayrı incelenir. Karşı dava bağımsız bir dava olduğundan, hüküm fıkrasında asıl dava ve karşı dava için verilen kararlar ayrı ayrı gösterilir ve ayrı ayrı harca hükmedilir. Yine vekâlet ücreti de ayrı ayrı takdir edilmelidir. Miktar yönünden temyiz incelemesi, asıl dava ve karşı dava için ayrı ayrı gözetilmelidir. Diğer bir anlatımla, her iki davanın değerlerinin toplamı dikkate alınamaz.

Somut olayda .........................................................

 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 

 

Başkan            Üye                          Üye                       Üye                        Üye



Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi