Uyarma Disiplin Cezasına Karşı İtiraz İptal Dava Dilekçesi Örneği

Uyarma Disiplin Cezası İptal Dilekçesi

Giriş

Bu çalışmada belediye personellerine verilen disiplin cezalarına karşı başvurabilecekleri itiraz yolları ele alınmıştır.

1-Memurun verilen disiplin cezasına karşı Kurula İtiraz etme hakkı;

Devlet memurları hakkında uygulanan disiplin cezalarına karşı başvuru yollarından biri olan itiraz hakkındaki düzenlemeler 6111 sayılı Kanunla, 657 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerden önceki haliyle Kanunun 135. ve 136. maddelerinde yer almıştır. Ancak, 657 sayılı Kanunun 135. maddesinde yer alan “Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilir. Aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.” yönündeki hükümler 6111/113 md. sayılı Kanunla değiştirilerek, disiplin cezalarına karşı başvuru yolları konusunda yeni hükümler getirilmiştir. Devlet Memurları Kanununun 135. maddesinde düzenlenen yeni hükümlere göre; “Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylık tan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir. İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir. İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır. İtirazın kabulü halinde disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.” Yine aynı Kanunla, DMK’nun 136. maddesi tamamen yürürlükten kaldırılmış ve burada yer alan hükümler kısmen değiştirilerek 135. maddede yer verilmiştir. Devlet memurluğundan çıkarma cezası hariç diğer cezalar için itiraz imkânı sağlanmıştır. Önceki hükümlerde yer alan üst disiplin amirine itiraz yolu kaldırılarak, itirazların disiplin kurullarına ve yüksek disiplin kuruluna yapılması uygulaması getirilmiştir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasına karşı itiraz söz konusu olmayıp doğrudan idare mahkemesine iptal davası açılabilir.

 

Memurların, kendilerine verilen disiplin cezalarına karşı itirazda bulunabilecekleri süre, kararın kendilerine tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Bu süre içinde itiraz edilmez ise verilen disiplin cezaları kesinleşir. İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar.

Disiplin kurullarının itirazı kabul etmeleri halinde, disiplin amirleri kararlarını gözden geçirerek verdikleri cezayı hafifletebilecekleri gibi tamamen de kaldırabilirler. Değişiklikten önce DMK’nun 135. ve 136. maddelerinde yeralan hükümlere göre, disiplin amirlerince verilen disiplin cezalarına karşı itiraz yoluna müracaat edilmesi halinde, itiraz mercileri kararları gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul edebilecekleri gibi cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilmekteydiler. Kanunun 135. maddesiyle yapılan yeni düzenlemeye göre ise, disiplin kurullarınca itirazın kabul edilmesi halinde, cezanın hafifletilmesi veya tamamen kaldırılması yetkisi cezayı veren disiplin amirine tanınmıştır. Disiplin kurullarının yetkisi sadece itirazın kabulü veya reddi ile sınırlandırılmıştır. 135 inci maddede ayrıca, itirazın kabul edilmesi halinde cezayı vermiş olan disiplin amirinin kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebileceği veya tamamen kaldırabileceği ifade edilmiş olup, disiplin amirine bu seçenekler dışında başka bir hareket tarzı da bırakılmamıştır.

Devlet Personel Başkanlığı'nın bu konuyla ilgili olarak vermiş olduğu ( 5 Temmuz 2011 tarihli ve 32 sayılı mütalaalar bülteni) görüşte; “657 sayılı Kanunun 135 inci maddesinde itirazın kabulü halinde disiplin amirlerinin kararı gözden geçirerek daha alt ceza verebilecekleri veya tamamen ortadan kaldırabilecekleri hüküm altına alınmış olup, 657 sayılı Kanunda düzenlenen ceza türlerinden uyarma cezasına itirazın disiplin kurulu tarafından kabul edilmesi halinde bu kararın disiplin amirine gönderilmesi gerektiği ve ceza hafifletilemeyeceğinden disiplin amiri tarafından kaldırılması gerektiği, değerlendirilmektedir.” ifadesine yer verilmiştir.

Disiplin amirlerince verilen cezaya itiraz eden memurun itirazının disiplin kurulları tarafından kabulü halinde disiplin amirince cezanın hafifletilerek verilmesi durumunda memurun bu cezaya da itiraz hakkı bulunmaktadır.

 

2.Memurun Disiplin cezasının İptali için İdare Mahkemesinde dava açma hakkı;

Devlet memurları hakkında uygulanan disiplin cezalarının yargıya götürülmesine ilişkin Anayasal hüküm, Anayasa’nın 129. maddesi ile düzenlenmiştir. Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesine imkân sağlayan 5982 sayılı Kanun ile birlikte, bütün disiplin cezalarına yargı yolu açılmıştır. Anayasa’nın 129. 122 maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, “Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” hükmü değiştirilerek Devlet memurlarına uygulanan bütün disiplin cezalarına karşı yargı denetimi sağlayan ve yine Anayasa’nın 129. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan (Değişik Fıkra:7.5.2010, 5982/13) “Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” hükmü getirilmiştir.

Disiplin cezalarına karşı yargıya başvurma usulüne ilişkin düzenlemeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer almaktadır. İYUK’un 7. maddesinin birinci fıkrasına göre, disiplin cezalarına karşı cezaların tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekir. Yetkili mahkeme, disiplin cezasının alan memurun görevli bulunduğu yerdeki İdare Mahkemesidir. 60 günlük süre içinde yargı yoluna gidilmemesi halinde süre kesinleşir.

Disiplin cezaları için idari itiraz yoluna başvurulmuş ve itiraz merciince itiraz reddedilmiş olsa bile yargı yoluna müracaat edilebilmesi mümkündür. Ancak disiplin kuruluna itiraz yoluyla müracaat edilmiş olması dava açma süresini kesmez ve durdurmaz. Bu nedenle idari itiraz yoluna başvuran kişinin yargı yolu hakkını kaybetmemesi için cezanın tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açması gerekmektedir.

Danıştay 12. Dairesi; “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 135. maddesinde Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itirazın varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabileceği, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemin davacıya 31.7.2000 tarihinde tebliğ edildiği, davacının bu cezaya karşı 2.8.2000 günü itiraz ettiği ve itiraza idarece cevap verilmemesi üzerine Dairemizin 2003/1203 esas sayılı dosyasından anlaşılacağı üzere 4.12.2000 tarihinde disiplin cezasının iptali için dava açıldığı anlaşılmaktadır. 2577 sayılı Yasanın 11. maddesiyle getirilen başvuru hakkı, idari işlemin kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi amacına yönelik olduğundan, disiplin cezasıyla ilgili özel düzenlemede aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya Devlet memurluğundan çıkarma cezaları için itiraz yolunun düzenlenmemesi, itiraz olunsa bile cezanın kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi söz konusu olamayacağından, ayılan disiplin cezalarına karşı doğrudan dava açılması gerekmektedir. Olayda davacıya,31.7.2000 tarihinde tebliğ olunan disiplin cezasına karşı yapılan itirazın işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı, dolayısıyla dava konusu işlemin tebliğ edildiği 31.7.2000 tarihini izleyen günden itibaren atmış günlük süre geçirildikten sonra 4.12.2000 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu açıktır. Bu durumda, dava açma süresi geçirildikten sonra açılan davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir” hükmünü içeren kararıyla itiraz merciine süresinde itiraz edilse bile, 60 günlük dava açma süresinde idari yargıda dava açılmaması halinde yargı yoluna başvurulamayacağını karara bağlamıştır.

Açılan davanın idari yargı kararıyla reddedilmesi halinde, idare tarafından yeni bir işlem tesis edilmesine gerek yoktur. Davanın kabul edilerek verilen disiplin cezasının iptal edilmesi halinde ise, verilen cezaya ilişkin her türlü hukuki durum cezanın verildiği dönemden önceki haline döner. Verilen iptal ya da yürütmeyi durdurma kararı üzerine disiplin cezasına ilişkin olarak ilgilinin özlük dosyasında yer alan kayıtlar çıkarılır. İptal kararına konu disiplin cezasının ilgili bakımından doğurduğu diğer sonuçlar da ortadan kaldırılır. Örneğin aylıktan kesme cezasında kesilen aylık davacıya ödenir. Yapılmayan kademe ilerlemesi yapılır. Meslekten veya memuriyetten çıkarılan memur göreve başlatılarak, görevden ayrı kaldığı sürece alamadığı aylık ve diğer özlük hakları ödenir ve bu süreye ilişkin derece ve kademe terfileri yapılır.

2577 sayılı İYUK’un 28. maddesinde yer alan hüküm gereğince; idare iptal edilen ya da yürütmenin durdurulması yönündeki yargı kararını en geç 30 gün içinde işleme koymak ve yargı kararlarının gereklerine göre işlem tesis etmek zorundadır. Yargı kararlarının gereklerini süresinde yerine getirmeyen idare ve konuya ilişkin yetkili görevliler maddi ve manevi tazminat cezalarıyla yüz yüze kalabileceklerdir.

3-İşçinin disiplin cezasına karşı İş Mahkemesinde dava açma hakkı;

Önce şu husus özellikle belirtilmelidir ki, işveren çalışma düzen ve disiplinin sağlanması amacıyla kuralları önceden belirlenmek koşuluyla çalıştırdığı işçisine disiplin cezası uygulayabilir. Toplu İş Sözleşmeleriyle uygulamada genellikle disiplin cezalarının nevi ve hangi hallerde verilebileceği kurallara bağlanmakta ve yetki de bu konuda oluşturulan disiplin kurullarına verilmektedir. Disiplin kurulları da neticeten idari nitelikte bir kuruluştur.

Disiplin cezalarının uygulanmasını gerektirir fiillerin ve bu cezaların işçilerin özlük hakları ile ilgili oldukları, onların gerek halen çalıştıkları işte gelişmelerini, parasal yönden ilerlemelerini, hatta çalışma özgürlüğünün doğal bir sonucu olarak çalışmakta olduğu işi bırakıp başka bir işverenin işinde çalışma olanaklarına doğrudan doğruya etkili nitelik taşıdıkları tartışma konusu yapılmayacak kadar açık bir gerçektir.

Disiplin cezası işten çıkarma şeklinde belirmiş olduğu takdirde haksız fesih iddiasıyla açılacak eda davacı ( ihbar, kıdem tazminatları gibi ) sırasında uygulanan disiplin cezası yargısal denetime tabi olacaktır. Disiplin cezası işten çıkarma şeklinde değil de, olayda olduğu gibi ihtar veya daha başka bir şekilde belirmiş olursa durum ne olacaktır?

 

“Dava yolunun kapatılması halinde ihtardan itibaren yılların geçmesiyle işçi bu cezasının haksızlığını ispat olanaklarını yitirebilir. Diğer yandan ihtar cezasının adedinin artmasının daha ağır bir cezayı celbedeceği de toplu iş sözleşmesinde öngörülmüş olabilir. İşçinin her yönden özlük haklarını ilgilendiren bu konuda dava hakkının varlığını kabul etme temel haklardan olan hak arama özgürlüğünün doğal bir sonucudur. Diğer taraftan ede davacı açılabilecek durumda tesbit davası açılamayacağı yolundaki içtihadi kuralın da burada uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira verilen geçersizliğine ve iptaline karar verilmesi isteği bizatihi eda niteliği taşımaktadır. Bir an için davanın eda niteliğini taşımadığının kabulü halinde de işçinin disiplin cezasına karşı gerek o cezanın karşı gerek o cezanın öngörülen koşulları itibariyle hakkaniyete aykırı olduğu ve gerekse o koşulların gerçekleşmediği iddialarıyla dava açılabileceğinin kabulü gerekir. “ (YARGITAY HGK E. 1987/9-639 K. 1987/797 T. 23.10.1987/ HGK E. 1987/9-612 K. 1987/770 T. 23.10.1987)

İşverenin vermiş olduğu disiplin cezasının haksız ve yersiz olduğunu düşünen işçinin hakkını aramak üzere yargı yoluna gitmesi gerekmektedir. Yargı yoluyla hak arama hürriyeti konusunda bireysel iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesine engelleyici düzenlemeler konulamaz. Konulmuş olan hükümler ise geçersizdir (Süzek,2011,118). Disiplin cezasına karşı yargı yolunda başvurulacak yer iş mahkemeleridir.

Yargının verilen cezayı başka bir cezayla değiştirmesi veya artırması gibi bir yetkisi bulunmamaktadır. İşçi tarafından disiplin cezasına ilişkin davada işçinin dava dilekçesinde cezanın iptali ya da verilen cezanın indirilmesini istemesi gereklidir (Çil,2007,2444).

Gerçekleştiği iddia edilen eylemin doğruluğunun ispatı bu konuda işverene düşmektedir. Bu nedenle disiplin cezasını gerektirdiği düşünülen bir davranışa yönelik ceza verilebilmesi için ispat mükellefiyeti nedeniyle işverenlerin ve disiplin kurullarının yasal olarak geçerli olacak delillere dayanmaları gerekmektedir. Bu niteliğe sahip olmayan deliller mahkeme tarafından kabul görmeyeceğinden verilen ceza iptal edilecektir.

“Hukukumuzda açık bir düzenleme bulunmadığı için, iş mahkemesince işverenin verdiği disiplin cezasının iptali ve işvereni bir işlem yapmaya zorlayıcı nitelikte karar verilmesi mümkün değildir. Mahkemece işlemin hatalı olduğunun belirtilmesi yetinilmeli, işverenin yönetim hak ve yetkisinin kısıtlanması veya ortadan kaldırılması anlamına gelecek şekilde hüküm kurulmamalıdır. “(YARGITAY 9. HD E. 2010/33308 K. 2010/36162 T. 6.12.2010)

4- Personelin Kamu Denetçisine başvurma hakkı;

Hukuk sistemimiz için yeni olan KDK, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını hukuka uygunluk ve hakkaniyet bakımından incelemek ve öneriler sunmakla

görevlendirilmiştir. Mevzuatına göre, inceleme ve araştırma sonucunda şikâyetin yerinde olduğu kanaatine varılması durumunda tavsiye kararı verilir.Tavsiye kararı; “hatalı davranıldığının kabulü”; “zararın tazmini”; “işlem yapılması veya eylemde bulunulması”; “mevzuat değişikliğinin yapılması”; “işlemin geri alınması, kaldırılması, değiştirilmesi veya düzeltilmesi”; “uygulamanın düzeltilmesi”; “uzlaşmaya gidilmesi”; “tedbir alınması” önerilerinden bir ya da birkaçını içermektedir. Bu tavsiyeler dışında başka tavsiye kararı da verilebilir. Tavsiye doğrultusunda tesis edilen işlem, alınan önlem veya tavsiye edilen çözümün uygulanabilir görülmemesi durumunda bunun gerekçesi, ilgili merci tarafından otuz gün içinde Kuruma bildirilir . Ret kararı ise, inceleme ve araştırma sonucunda şikâyetin yerinde olmadığı kanaatine varılması durumunda verilmektedir.

Ombudsman tavsiye kararları karşısında kamu yönetimi, “kaldırma”, “değiştirme” ve “geri alma” biçiminde yönetim hukuku araçlarını uygulamaktadır.

 

Kamu Denetçisine Nasıl Başvurulur?

Şikâyet dilekçeleri Kuruma veya Kurumun gerekli gördüğü yerlerde açtığı bürolara elden verilebileceği gibi posta, elektronik posta veya faks yoluyla da gönderilebilir. Kurum tarafından oluşturulan elektronik sistem aracılığıyla da şikâyet başvurusunda bulunulabilir. Ayrıca, illerde valilikler veya ilçelerde kaymakamlıklar aracılığıyla elden veya posta yoluyla şikâyet başvurusu yapılabilir. Valilik veya kaymakamlıklar, şikâyetleri tarih ve sayı vermek suretiyle kayıt altına aldıktan sonra şikâyet başvurusunu ve varsa eklerini en geç üç iş günü içinde doğrudan Kuruma gönderir.

Faks veya elektronik posta yoluyla yapılan şikâyet başvurularına ait dilekçe asılları, onbeş gün içinde Kuruma gönderilmedikçe başvuru geçerli sayılmaz. Kayıtlı elektronik posta yoluyla yapılan başvurularda bu şart aranmaz.(https://ebasvuru.ombudsman.gov.tr/Giris.aspx)

Şikâyet başvurusu, Kurumun resmî internet sitesinde yayımlanan Gerçek Kişiler İçin Şikâyet Başvuru Formu veya Tüzel Kişiler İçin Şikâyet Başvuru Formunun eksiksiz olarak doldurulması suretiyle yapılır. Ayrıca, Kurumun resmî internet sitesi http://www.ombudsman.gov.tr/ aracılığıyla elektronik ortamda şikâyet başvurusu yapılabilir.


DİLEKÇE BURADA

 


……İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DURUŞMA TALEPLİDİR.

 

DAVACI                  :  ………. T.C………..

DAVALI                  :  ………… KURUM ADI.

İPTALİ İSTENEN

KARAR                   :  …… Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ………… tarih, ……/……  sayılı kararı.

MEVZUU                :  …………….. Müdürlüğü’nün …… tarih, ……../….. sayılı uyarma disiplin cezasının kaldırılması talebimden ibarettir.

 

AÇIKLAMA      :Öncelikli olarak hangi kurumda görev yaptığınızı, ilgili kurumda hangi vazifede kaç yıldır görev yaptığınızı belirtiniz. Daha sonra kısa bir cümle ile dilekçenize giriş yapabilirsiniz. Örnek olarak aşağıdaki paragrafı inceleyiniz.

İlimiz ……….. İlçesi ………….. ilkokulunda öğretmen unvanı ile görev yapmaktayım. Çarşamba Anaokulu’nda okul öncesi öğretmenliği görevimi yürütürken …………….. tarihinde yapılan okul öncesi eğitim şenlikleri gösteri gününde öğretmenlik görevimi yürüttüğüm sınıfın öğrencilerine giydirmiş bulunduğum kıyafetler nedeniyle, okul idaresinin yaptığı sözlü ve yazılı emirlere kasıtlı olarak uymama gerekçesi ile uyarma cezası ile tecziye edildim. Verilen bu uyarma cezası hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz ve art niyet barındırmaktadır. Şöyle ki;

Daha sonra tarafınıza verilmiş olan uyarma disiplin cezasının neden kaldırılmasını gerektiğini, hangi kanun maddelerine aykırılık teşkil ettiğini açıklayabildiğiniz kadarı ile yazınız. Bu konuda bir avukat yardımı almanız, yargılama sürecinin daha sağlıklı geçmesi açısından sizlere tavsiyemizdir.

Tarafıma tecziye edilen uyarma cezası birçok şekil şartını ihlal etmesi bakımından usule aykırıdır. Şöyle ki;

1-) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130. maddesinin lafzından anlaşılacağı üzere savunma süresinin en az 7 gün olması ve Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesine göre de üye olduğum sendikanın temsilcisi disiplin kurulunda yer alması kanunen zorunludur.

Bu iki husus dikkate alınmayarak hakkımda yapılan soruşturma ve neticesinde tecziye edilen uyarma disiplin cezası usul bakımından şekil şartlarını yerine getirmemiştir. Dolayısıyla kaldırılmayı gerekmektedir.

Usule ilişkin itirazlarınızdan sonra esasa yani söz konusu hayat olayına ilişkin itirazlarınızı da yazmalısınız. Burada hayat olayınızı fazla tekrara girmeden anlatınız. Tarafınıza verilmiş olunan uyarma disiplin cezasının neden hukuka aykırı olduğunu gerekçeleri ile açıklayınız. Cezayı veren kişinin aslında başka bir ilişkinizden kaynaklanan bir duygusu ile hareket ettiğinden, size kötü niyet beslediğinden bahsedebilirsiniz. Yine bu hususta bir avukat ile görüşmeniz, haklı davanızda sizin elinizi rahatlatacaktır.

Yukarıda değinmiş olduğum gerek usule ilişkin gerekse esasa ilişkin itirazlarım ve nedenlerim ışığında tarafıma tecziye edilen uyarma cezasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, kaldırılması gerektiği aşikârdır. Bu nedenle işbu davayı açma zorunluluğum hâsıl olmuştur.

HUKUKİ  SEBEPLE : 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, İdari   Yargılama  Usul    Kanunu, Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik vs. mevzuat hükümleri.

SUBUT DELİLLERİ   : iptali istenen karar, soruşturma dosyası, özlük dosyası, disiplin kurulu kararı,   savunma, idari talimatlar, tanık vs. tüm deliller.

NETİCE VE TALEP   : Yukarıda   açıklanan  ve  resen nazara alınacak sair nedenlerle; ………… …….. müdürlüğünün yukarıda belirtilen tarih,sayılı uyarma disiplin cezası ile ilgili kararının iptaline, incelemenin duruşmalı olarak  yapılmasına, yargılama giderlerinin ve avukat tahsis etmem durumunda vekalet ücretinin davalı idareye tahmiline karar verilmesini saygı ile arz ederim.

                                                                                                                      Tarih  :

                                                                                                                      Davacı….


Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi