Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi

İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ (veya İSTİNAF MAHKEMESİ) CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA 
SUNULMAK ÜZERE 
BAKIRIKÖY 11. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYANO : …./… esas 
SANIK : M.T. 
MÜDAFİ : …….

İSTİNAF DİLEKÇESİNİN KONUSU :

Müdahil tarafın yaptığı istinaf başvurusunun ‘esastan reddi’ ile yerel mahkemenin 2016/… sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak “davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi”, davanının istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, “hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine” karar verilmesi istemidir.

İSTİNAF BAŞVURUSU GEREKÇELERİMİZ VE AÇIKLAMALAR

Gerekçeli kararda müvekkilin bıçaklama eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı olduğu vurgulanmıştır. Müvekkil sanık TCK 23. gereği ölüm sonucundan sorumlu tutulamaz. Etkili bir tıbbi müdahale yapılmış olsaydı,kuvvetle muhtemeldir ki maktul yaşıyor olacaktı. Müvekkilin eylemi sonucu yaralama gerçekleşmiş,fakat ölüm olayı yaralamadan saatlerce sonra gerekli tıbbi müdahale yapılmayınca meydana gelmiştir.Müvekkil ölüm olayından sorumlu değildir, bu nedenle TCK 87-4 maddesi değil, yaralama ile ilgili 86.madde hükümleri uygulanmalıdır. 765 sayılı TCY’nın 452. maddesinde yer alan hükmün benzeri bir düzenlemeye, objektif sorumluluk esasının terk edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCY’nda yer verilmemiştir. Suçu, “yasada tanımlanmış bir haksızlık” olarak öngören yeni suç teorisinde, bir hareketi yapan kişi, bu hareketin tüm sonuçlarından her koşulda sorumlu tutulmamakta, bir başka anlatımla “kusursuz sorumluluk” terkedilmiş olmaktadır. 765 sayılı TCY’ndaki objektif sorumluluk esasının yerine 5237 sayılı TCY’nda haksızlığın bir gerçekleştirilme şekli olarak kast-taksir kombinasyonuna, yani netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara yer verilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için, 5237 sayılı TCY’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde, suçun manevi unsurları arasında gösterilen kast-taksir kombinasyonu, yani netice sebebiyle ağırlaşmış suç üzerinde durulmalıdır.

5237 sayılı TCK’nın “Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç” başlıklı 23. maddesi bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir” şeklindedir. Buna göre; failin gerçekleştirdiği bir eylemde, kastettiğinden daha ağır veya başka bir sonucun meydana gelmesi halinde, sorumlu tutulabilmesi için, netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olması gerekmektedir. Fail, bu sonucun meydana gelmesinden taksirle bile sorumlu tutulamıyorsa, objektif sorumluluğun kaldırılmasının doğal bir sonucu olarak, sadece nedensellik bağının bulunuyor olması, neticeden sorumlu tutulması için yeterli olmayacaktır. Dolayısıyla müvekkil de ölüm olayından sorumlu tutulamaz.Yerel mahkemenin suç vasfına dair nitelemesi hukuka aykırıdır.

Adli tıptan alınan heyet raporunun yeterince açıklayıcı olmadığı gerekçesiyle yeniden rapor alınması talebimiz yerel mahkemece reddedilmiştir. Talebimizin kabulü yerine reddi usule aykırıdır.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda izah ettiğimiz gerekçe ve resen gözetilecek nedenler birlikte değerlendirilerek;

  • Müdahil tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine,
  • Yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine,
  • Ceza davasının istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine

karar verilmesini talep ederiz…./…./….

SanıkMüdafii 
…………..


Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi