Usulsüz Tebliğat Yargıtay Kararı
6. Hukuk Dairesi
2014/3400 E. , 2014/4423 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2012/1152-2013/885
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davetin nasıl yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğü'nde belirlenmiştir. Tebligat Kanunun'da 6099 sayılı Yasayla yapılan değişiklik, 14.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Tebligat Kanununun 10. maddesi "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./3.mad. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmünü, T.K.'nun 21/2. maddesi (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükümlerini içermektedir. T.K'nun 35/2 maddesi “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” hükümlerini içermektedir.
Ayrıca, 6100 Sayılı HMK.'nun 27. maddesine göre; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur.
Olayımıza gelince; Davalı Ö.. K..'ya dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir davetiye daire numarası belirtilmeksizin bilinen son adresine Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebliğ edilmiş olup, tebligat bilinen son adrese çıkartılması gerekirken daire numarası yazılmaksızın eksik adrese dayalı tebligat usulsüzdür. Kaldı ki davalıya Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğe çıkarılan dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildiren davetiyede duruşma günü olarak 14.05.2013 tarihi belirtilmesine rağmen davetiyenin 17.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle adı geçen davalı yönünden usulünce taraf teşkili sağlandığı söylenemez. Buna göre, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.