Etkin Pişmanlık için dilekçe örneği
ETKİN PİŞMANLIK, SUÇLU OLUNDUĞUNUN KABULÜ OLUP EVET BEN SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİYİM DEMEKTİR.
Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamında ortada silahlı terör örgütü olmadığı için etkin pişmanlık; zorla, manevi baskıyla, evet ben suçluyum dedirtme girişimidir. Etkin pişmanlık aslında nedir ve bizde uygulanışının nasıl olduğuna bakıldığında bu durum net olarak anlaşılacaktır.
Etkin Pişmanlık, TCK'nın 221/3. Maddesinde
" Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz."
Şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre ;
1- Öncelikle örgüt üyesi ve yönetici olunduğunun kabul edilmesi gerekir.
2- Herhangi bir suçun işlenişine iştirak edilmemiş olunması gerekir.
3- Örgüt mensubu olan kişilerin isimlerinin verilmesi gerekir.
1- Örgüt üyesi ya da yöneticisi olunduğunun kabul edilmesi;
Örgüt üyesi ya da yöneticisi olunduğunun kabulü için öncelikle ortada silahlı terör örgütü olması gerekir. Pişman oldum diyen kişi, var olduğunu iddia ettiği örgüte silahlı mücadele için katıldığını itiraf etmelidir. Ortada silahlı terör örgütü varsa, bu örgütün silahlı bir amacının olması ve üye olan kişilerin de silahlı amacı bilerek ve isteyerek, silahla elde edilecek amaca destek olmak için dahil olması gerekmektedir.
PKK, DHKP-C, İŞİD, El-KAİDE, HİZBULLAH gibi örgütlerin amacı, silahı mücadele ile devleti bölmek ve Anayasal düzeni değiştirmektir. Bu amaç herkes tarafından bilindiği için bu örgütlere katılan herkes mevcut amacı bilerek ve isteyerek katılmışlardır. Aynı durumun cemaatle ilgili olarak söylenmesi imkansızdır. Hiç kimse cemaate girerken silahlı bir mücadeleye girdiğini ve kendisinin de silahlı bir mücadele yapacağını söyleyemez.
Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişilere, silahlı bir mücadele amacıyla mı örgüte girdiniz denilse verilecek cevaba göre amacın belirlenmesi mümkün olacaktır;
Evet, ben Anayasal düzeni silahlı olarak değiştirme amacını bilerek ve bu amaç doğrultusunda silahlı eylemde bulunmak için girdim diyen varsa bu kişi etkin pişmanlıktan yararlanabilir. Zira, kendisinin silahlı bir mücadele amacıyla girdiğini kabul etmek, etkin pişmanlıktan yararlanmanın ilk şartıdır.
Hayır, ben Anayasal düzeni silahlı olarak değiştirmek amacını bilerek ve bu amaç doğrultusunda silahlı eylemde bulunmak için girmedim, benim amacım eğitime destek vermek amacıdır diyen kişi suç işlemediği ve örgüt üyesi de olmadığı için etkin pişmanlıktan yararlanması gibi bir durum söz konusu olamaz.
Etkin pişmanlık, örgütün ve örgüt üyesi olunduğunun kabulü anlamına gelindiği için bu yola başvuruma konusunun iyi düşünülmesi gerekir.
2- Herhangi bir suçun işlenişine iştirak edilmemiş olması,
Bu sorunun
cevabı da etkin pişmanlık için önemlidir. Burada kastedilen herhangi bir suç
değil, silahlı olarak işlenmiş bir suçtur. Dağ kadrosuna dahil olup, bombalama,
öldürme gibi suçların işlenişine katılmamış olmak gerekiyor.
Mevcut
dosyalarda yöneltilen, sendikaya üye olmak, Bank Asya da hesabının olması,
cemaate yakın kurumlarda çalışmak, çocuğunu cemaate yakın okullara göndermek,
dernek üyesi olmak, himmet, burs vermek gibi suçlamalar, Türk Ceza Kanununa ya
da başka bir ülkenin ceza kanununa göre suç değildir.
Suç
tanımlaması tam bir aldatmacadır. Suç olarak gösterilenler Anayasal hak olarak
kabul edilen davranışlardır. Eğer bunları yapmak suçsa zaten etkin pişmanlık
hükümleri uygulanamaz, suç değilse, ki suç değil, o zaman da ortada örgüt
üyeliği suçu olmadığı için etkin pişmanlık söz konusu değildir.
Emniyet, yargı ve iktidara yakın bazı kişiler etkin pişmanlıktan yararlanın tavsiyesinde bulunuyorlar. Bunun sebebi yardımcı olmak değil, kendi vicdanlarını rahatlatarak, kolay ceza vermeyi sağlamaktır. Etkin pişmanlık sayesinde kişilerin kendilerinin suçlu olduğunu kabul etmelerini sağlayarak, ‘bak adam suçlu olmasa etkin pişmanlıktan yararlanır mı, kendileri suçlu olduklarını kabul ediyorlar, ben ne yapabilirim ki’, diyebilmelerinin gerekçesi oluşturuluyor.
3- Örgüt mensubu olan kişilerin isimlerinin verilmesi,
Etkin pişmanlıktan yaralanmanın yolu ise arkadaşını, kardeşini, akrabanı, mesai arkadaşını silahlı terör örgütü üyesi olarak söylemekten geçiyor. Bu isimler söylendiğinde masum niyetlerle söylenebiliyor ama tutanağa yazıldığında ismi verilen kişi silahlı mücadeleye dahil olmuş silahlı terör örgütü üyesi olarak geçiriliyor.
Etkin
pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişilere, silahlı mücadeleye katılmış ve bu
kapsamda insan öldüren, bombalama yapan silahlı terör örgütü yöneticisi ve
üyesi olan kişilerin isimlerini vereceksin denilse, hiç kimse benim tanıdığım
bu şekilde bir kişi yok diyecektir. Ancak, emniyet, savcılık ve mahkemede
cemaatle irtibatlı olan kişilerin ismi istendiği için, kendisini kurtarma
isteği ile arkadaşlarının, akrabalarının ismini söylemektedir. Verilen bu
isimlerde silahlı terör örgütü üyesi olarak yazılmaktadır.
Yasal
düzenleme ve uygulamaya bakıldığında etkin pişmanlık adı altında verilen
isimler soruşturmalara dahil edilmekte ve bu kişiler tutuklanmaktadır.İsmi
veren kişi ise çoğunlukla suçunu da ikrar etmiş olmakla örgüt üyesi olarak
mahkum edilmektedir. Verdiği bilgiler de yeterli kabul edilmeyip cezasında
indirim de yapılmamaktadır. Bununla
ilgili verilmiş kararlar gelmeye başladı.
Yöneticilik
suçlaması yöneltilen kişilerin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için,
örgütün dağılmasına neden olacak bilgiler vermesi gerekir. Cemaatle ilgili
olarak bilinmeyen ne var ki etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen bir yönetici
dağılması için yeni bir bilgi verebilecek. Anlatacağı her şey zaten bilindiği
için vereceği hiçbir bilgi kendisi için indirim nedeni kabul
edilmeyecektir.Yasal düzenleme kapsamında yöneticilik suçlaması yöneltilen kişi
suçsuz olduğunu ispat etmek yerine etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum
dediğinde 15 yıl hapis cezası ile karşı karşıya kalacaktır.
Etkin
pişmanlıktan yararlanmanın en büyük sıkıntısı aslında işlenen bir suç
olmamasına ve isnat edilen suçlamaların da hukuken suç olmamasına rağmen suç
varmış ve ikrar edilmiş gibi düşünülerek gerektiği gibi savunma yapılmamasıdır.
Suçlama yöneltilen kişiler gerektiği gibi savunma yapsalar, bu kadar kolay ceza
verilemez.
Etkin pişmanlık kapsamında ifade veren kişilerin yargılandığı bir davada verilen kararda yer alan etkin pişmanlık düzenlemesine bakıldığında amacın yardım etmek olmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar TCK'nın 221/3. maddesinde "Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz." şeklinde düzenleme mevcutsa da, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün çok geniş kapsamda belki sayıları yüzbinlere ulaşan üyesinin bulunması, örgütün niteliği ve faaliyetlerinin kapsamı, örgütün çekirdek tepe kadrosunun dahi tam olarak tespit edilememiş olması gibi sebeplere binaen yakalanan örgüt üyesinin birkaç örgüt üyesinin yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesinin şahsi cezasızlığa sebep olamayacağı, bu durumun örgütle mücadelede etkin olma ruhuna ve kanunun gerekçesine aykırı olacağı, aksi düşünceyle çok fazla sayıda üyesi olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütünde örgüt üyelerinin birkaç örgüt üyesinin ismini vererek cezadan kurtulmanın yolunun açılacağı, bunun hukuk ve hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracağı, örneğin örgüte en alt seviyede katılıp ciddi şekilde etkin faaliyeti bulunmayan örgüt üyesinin çok az sayıda örgüt üyesini tanıyıp bunların da zaten yakalanmış olması halinde TCK'nın 221/3 maddesindeki şahsi cezasızlıktan yararlanamayacağı, ancak yukarıda bahsedilen nitelikteki ve daha tepe kadroda bulunan örgüt üyesinin birkaç isim vererek cezadan kurtulmasının vicdana ve hukuka uygun olmayacağı, özetle TCK'nın 221/3. maddesinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üye ve yöneticileri bakımından çok dar yorumlanmasının mümkün olamayacağı mahkememizce değerlendirildiğinden sanık hakkında etkin pişmanlık sebebiyle şahsi cezasızlık sebebi uygulanmamıştır.
Bu kapsamda yapılması gereken, isnat edilen eylemlerin suç olmadığının anlatılması ve bu kapsamda savunma yapılmasıdır. Bu şekilde yapılacak savunma neticesinde beraat alınması sağlanacaktır.