Kişiler Hukuku Birinci Kısım
KİŞİLER HUKUKU
BİRİNCİ
KISIM 
GERÇEK
KİŞİLER 
BİRİNCİ BÖLÜM
KİŞİLİK 
A. Genel olarak
 I. Hak ehliyeti 
Madde 8 -Her
insanın hak ehliyeti vardır. 
Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.
İİ. Fiil ehliyeti 
1. Kapsamı 
Madde 9 - Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.
 2. Koşulları 
a. Genel olarak 
Madde 10 -
Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti
vardır. b. Erginlik 
Madde 11 - Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar.
c. Ergin  kılınma 
Madde 12 -Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir.
8051
d. Ayırt etme gücü 
Madde 13- Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.
İİİ.
Fiil ehliyetsizliği 
1. Genel olarak 
Madde 14-Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.
2.
Ayırt etme gücünün bulunmaması 
Madde 15- Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.
3.
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar 
Madde 16-
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası
olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve
kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. 
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.
IV.
Hısımlık 
1. Kan hısımlığı 
Madde 17-
Kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli
olur. 
Biri diğerinden gelen kişiler arasında üstsoy-altsoy hısımlığı; biri diğerinden gelmeyip de, ortak bir kökten gelen kişiler arasında yansoy hısımlığı vardır.
2. Kayın hısımlığı 
Madde 18-
Eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın
hısımları olur. 
Kayın hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğin sona ermesiyle ortadan kalkmaz.
V.
Yerleşim yeri 
1. Tanım 
Madde 19-
Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir
kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. 
Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz.
2. Yerleşim yerinin
değiştirilmesi ve oturma yeri 
Madde 20-
Bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yenisinin edinilmesine bağlıdır. 
Önceki yerleşim yeri belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı hâlde Türkiye'de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin hâlen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır.
3. Yasal yerleşim yeri 
Madde 21-
Velâyet altında bulunan çocuğun yerleşim
yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun
kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hâllerde çocuğun
oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. 
Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir.
8052
4. Kurumlarda bulunma
Madde 22- Bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz.
B.
Kişiliğin korunması 
I. Vazgeçme ve aşırı sınırlamaya
karşı 
Madde 23-
Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. 
Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez
veya onları hukuka ya da ahlâka aykırı olarak sınırlayamaz. 
Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik Maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Ancak, biyolojik Madde verme borcu altına girmiş olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddî ve manevî tazminat isteminde bulunulamaz.
İİ. Saldırıya karşı 
1. İlke 
Madde 24-
Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda
bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. 
Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
Madde 25-
Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini,
sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının
tespitini isteyebilir. 
Davacı bunlarla birlikte,
düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması
isteminde de bulunabilir. 
Davacının, maddî
ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı
saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine
göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. 
Manevî tazminat istemi,
karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından
ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez. 
Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
İİİ. Ad üzerindeki hak 1. Adın korunması
Madde 26-
Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir. 
Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddî zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir.
2. Adın değiştirilmesi 
Madde 27- Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez.
 8053 
Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir.
C.
Kişiliğin başlangıcı ve sonu 
I. Doğum ve ölüm 
Madde 28-
Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. 
Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.
İİ.
Sağ olmanın ve ölümün ispatı 
1. İspat yükü 
Madde 29-
Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü  olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka
bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek
zorundadır. 
Birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı anda ölmüş sayılır.
2. İspat araçları a. Genel olarak 
Madde 30-
Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. 
Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.
b. Ölüm karinesi 
Madde 31- Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.
İİİ.
Gaiplik kararı 
1. Genel olarak 
Madde 32-
Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber
alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu
ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar
verebilir. 
Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
2.
Yargılama usulü 
Madde 33-
Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl
veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. 
mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi
hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için
usulüne göre yapılan ilânla çağırır. 
Bu süre, ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.
3.
İstemin düşmesi 
Madde 34-
Gaipliğine karar verilecek kişi, ilân süresi dolmadan ortaya çıkar veya
kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse gaiplik istemi
düşer. 
8054
4.
Hükmü 
Madde 35-
İlândan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme
bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. 
Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.
