Tanıma ve Babalık Hükmü
ÜÇÜNCÜ
AYIRIM
TANIMA VE BABALIK HÜKMÜ
A.
Tanıma
I. Koşulları ve şekli
Madde 295-
Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî
senette veya vasiyetnamesinde
yapacağı beyanla olur.
Tanıma beyanında bulunan kimse
küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.
Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.
–––––––––––––
(1) Bu fıkrada yer alan “...her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl...” ibaresi, 10/12/2013 tarihli ve 28847 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 10/10/2013 tarihli ve E.: 2013/62, K.: 2013/115 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.
II. Bildirim
Madde 296-
Beyanda bulunulan nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi
açan hâkim, tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına
bildirir.
Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına, çocuk vesayet altında ise vesayet makamına bildirir.
III. İptal davası
1. Tanıyanın dava hakkı
Madde 297-
Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava
edebilir.
İptal davası anaya ve çocuğa karşı açılır.
2.İlgililerin dava hakkı a. Genel
olarak
Madde 298-
Ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve
diğer ilgililer tanımanın iptalini dava edebilirler.
Dava tanıyana, tanıyan ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
b.
İspat yükü
Madde 299-
Davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.
Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar.
3.
Hak düşürücü süreler
Madde 300-
Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin
ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden
beş yıl geçmekle düşer.
İlgililerin dava hakkı, davacının
tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten
başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı,
ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
B.
Babalık hükmü
I. Dava hakkı
Madde 301- Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.
Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.
II.
Karine
Madde 302-
Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün
arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır.
Bu sürenin dışında olsa bile
fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit
edilirse aynı karine geçerli olur.
Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder.
İİİ. Hak düşürücü süreler
Madde 303-
Babalık davası,
çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan
başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
(İptal ikinci fıkra: Anayasa
Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve E.: 2010/71, K.: 2011/143 sayılı Kararı ile.)(1)
Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre
bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. (2)
IV.
Ananın malî hakları
Madde 304- Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
1.Doğum giderleri,
2.Doğumdan önceki ve sonraki
altışar haftalık geçim giderleri,
3.Gebelik ve doğumun gerektirdiği
diğer giderler.
Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.
