Tutuklama İşlemi Kararına Karşı Yapılacaklar

Tutuklama İşlemi Kararına Karşı Yapılacaklar

Savcılık tarafından tutuklanmanız gerekçesiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiğinizde, hakim karşısına çıkartılacaksınız. Size yöneltilen suçlamanın ne olduğunu hakim kısaca anlatır. Muhtemelen silahlı terör örgütü üyesi olmak suçlamasından tutuklanmanızın istendiği söylenecektir. Hangi eyleminizin gerekçe gösterildiği konusunda bir açıklama yapılmayacaktır. Emniyet ifadenizde size sorulan sorulara göre savunmanızı yapabilirsiniz. Hakim sözünüzü kesmeden sizi dinleyebilir bazen uzun olduğunu düşündüğünde sonlandırmanızı isteyebilir.

Size yöneltilen suçlamanın silahlı terör örgütü üyeliği/yöneticiliği olduğunu düşünerek savunma yapın. Bu suçu işlemiş olmanız için, örgüt mensuplarıyla bir araya gelerek silahlı bir örgüt kurma ya da kurulmuş bir örgüte üye olma konusunda anlaşmanız gerekir. Yine, silahlı örgütün kuruluş amacının da cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleri kullanmak suretiyle Anayasal Düzeni ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş olması gerekir. Bu suç taksirle oluşmaz. Bilerek ve isteyerek bu suç işlenebilir. Eğitim faaliyetinde bulunmak, sendika üyesi olmak, bankaya para yatırmak, çocuklarını özel okulda okutmak bu suçun işlendiğini göstermez.

Sulh Ceza Hakimliğine çıkartıldığınızda Baro tarafından size bir avukat görevlendirilmesi gerekmektedir. Avukat sizinle görüştüğünde kendisine suçlamaların neden haksız olduğunu kendinize göre anlatın.

Savunmanızda öncelikle size yöneltilen suçlamaların neden doğru olmadığını izah edin. Yasadışı bir eyleminizin olmadığını yaptığınız işlerden örnekler vererek izah etmeye çalışın. Kendinizden ve yaptığınız işlerden kısaca bahsedin. Eğer kendinizin ve ailenizin sağlıkla ilgili bir sorunu varsa bundan da bahsedin. Kaçmanızın ve delilleri karartmanızın neden mümkün olmadığını izah etmeye çalışın. Adli kontrol kararının sizin için neden yeterli olacağını anlatmaya çalışın.

Sizin anlattıklarınız bittikten sonra avukatınıza söz verilecektir. Avukat tarafından yapılacak savunma sonrasında hakim kararını vermek için ya ara verecek ya da hemen kararını açıklayacaktır. Eğer toplu olarak sevk edildiyseniz herkesin savunması bittikten sonra karar açıklanacaktır.

Hakim tarafından adli kontrol kararıyla serbest bırakılmanıza karar verildiyse, yurtdışı çıkış yasağı ve/veya haftanın belirli günleri karakola imza verme gibi tedbirlerin uygulanmasına karar verilmiştir. Bu karar sonrasında adliyede serbest bırakılacaksınız. Özgür bir şekilde evinize gidebilirsiniz. Yalnız bu karara karşı Savcının itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Savcılık karara itiraz ederse bir sonraki Sulh Ceza Hakimliği itirazı inceleyecektir. İtiraz neticesinde hakimlik savcının itirazını reddederse serbest bırakılmanız kesinleşmiş olacaktır. Artık yeni bir delil olmadan tekrar gözaltına alınmanız söz konusu olmayacaktır. Ancak, gördüğümüz bazı örneklerden yeni bir delil gösterilerek tekrar gözaltı işlemi yapılmaktadır. Fakat bu düşük bir ihtimaldir.

Hakim tutuklanmanıza karar verdi ise kolluk tarafından bulunduğunuz ilin cezaevine götürüleceksinizdir. Tutuklama kararını avukatınız alabilir. Kararda soyut ifadelerle neden tutuklama kararı verildiğini görebilirsiniz.

Adliye aşamasında aileniz uzaktan da olsa sizin yanınıza gelebilir. Kolluk görevlilerinin insafına göre ailenizle kısa süreli görüşme imkanı sağlanabilir. Tutuklama olduğunda vedalaşmanıza da müsaade edilebilir.

Tutuklama kararından sonra hukuken yapılacak işlem 7 gün içerisinde verilen karara itiraz etmek olacaktır. Tutuklama kararı veren Sulh Ceza Hakimliğine verilecek dilekçe ile öncelikle verdiği karardan dönmesi talep edilecek, aksi taktirde bir sonraki Sulh Ceza Hakimliğine itirazın incelenmesi için gönderilmesi istenecektir.

Yapılan itiraz neticesinde sulh ceza hakimliği itirazınızı haklı görürse tutuklama kararının kaldırılarak derhal tahliye edilmenize karar verecektir. Bu karara karşı savcılığın itiraz hakkı bulunmamaktadır. Bu şekilde karar verildiği gün cezaevinden salıverileceksinizdir.

Eğer hakimlik itirazınızı haksız görür ve reddeder ise tutuklama kararınız kesinleşecektir. Bu karardan sonra gidilebilecek tek yol Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru olacaktır. Anayasa Mahkemesi tarafından inceleme maalesef uzun süre almaktadır.

Tutuklama kararı 30 günlük sürelerde dosya üzerinde incelenmektedir. İnceleme yapılma tarihleri öncesinde savcılığa dilekçe gönderebilirsiniz.

Ayrıca, tutukluluğunuzun sona erdirilmesi için süre sınırı olmaksızın sulh ceza hakimliğinden tahliye talebinde bulunabilirsiniz.



  ..... SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE


 

DOSYA NO : 2016/.....SORUŞTURMA


... Sulh Ceza Hakimliği 2016/      D.İŞ


İTİRAZ EDEN :

KONU : Tutuklama Kararının Kaldırılarak TAHLİYEME karar verilmesi talebi hakkındadır.


AÇIKLAMALAR :

... tarihinde terör örgütü üyeliği suçlamasıyla haksız ve hukuka aykırı olarak tutuklandım.. ..Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararkuvvetli suç şüphesi olmaması, tutuklama nedenlerinin varlığını ortaya koyacak somut bir tespit olmaması ve ölçüsüz bir tedbir olması nedeniyle haksız ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki;


Hiçbir yasadışı silahlı ya da silahsız bir örgütün üyesi ya da sempatizanı asla olmadım. Sivil toplum faaliyeti kapsamında yapılan faaliyetler ve yasal olarak yapılmış olan bazı işlemler gerekçe gösterilerek terör örgütü üyesi olarak kabul edilmem ve bu gerekçelerle tutuklanmam açıkça hukuksuz ve haksız bir uygulama olmuştur. 


Kararda tutuklanmama gerekçe olarak gösterilen suçlamalar fiilen ve hukuken doğru değildir. Bu nedenle de verilen tutuklama kararı haksızdır.

CMK. 101. Maddeye göre;

TUTUKLAMA KARARLARINDA mutlaka gerekçe gösterilir ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer verilir.

(2) Tutuklamaya ilişkin kararlarda;

a) Kuvvetli suç şüphesini,

b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,

c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,

gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir.

Denilerek eğer bir tutuklama kararı veriliyorsa, GEREKÇELİ, SOMUT OLGULARLA GEREKÇELENDİRİLMİŞ DELİLLER, NEDENLER VE VAKIALARIN KARARDA gösterilmesi gerekmektedir.


1- Kuvvetli Suç Şüphesini gösteren olgular ortaya konmamıştır.


Sanığın tutuklanabilmesi için Anayasanın 19. maddesinin 3. fıkrasında ve CMK'nın 100. maddesinde de belirtildiği gibi, kişinin suç işlediği konusunda kuvvetli şüphenin varlığı gerekmektedir.


Tutuklama, kişi özgürlüğünü ortadan kaldıran çok ağır bir tedbir olduğundan yasa koyucu burada özellikle eldeki deliller değerlendirildiğinde; 'yeterli' olan değil 'kuvvetli' olan şüpheyi aramıştır.


Kanunda ifadesini bulan 'kuvvetli şüphe', kişinin fail ya da suç ortağı olarak bir suçu işlediği konusunda büyük bir ihtimal bulunmasıdır. Tutuklama kararında kuvvetli şüphenin var olduğu kanaatini uyandıran nedenler, vakıalar belirtilmelidir.


Oysa itiraz konusu kararda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların ne olduğu ortaya konulmamıştır.


2- Tutuklama Nedenlerinin Varlığı ortaya konulmalıdır.

Kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli şüphenin bulunması tek başına yeterli değildir. Kanunda tek tek sayılmış olan tutuklama nedenlerinin bulunup bulunmadığının da araştırılması gerekmektedir.

Sadece katalog suçlar gerekçe yapılarak tutuklama nedeninin var olduğunun kabul edilmesi doğru değildir. Katalog suçlar arasında yer alan bir suçlamayla karşı karşıya bırakılmak tutuklama için tek başına yeterli kabul edilemez. Bu nedenle CMK.’nın 100/2. Maddesinde yer alan nedenlerin varlığı ortaya konulmalıdır.

a)    Kaçma şüphesinin varlığı ortaya konulmalıdır

Şüphelinin ya da sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran olguların bulunması bir tutuklama nedenidir.Benimle ilgili bu şekilde bir tespit ya da değerlendirme varsa bu durum açıkça kararda yer almalıdır. Oysa, tutuklama kararında bu doğrultuda bir değerlendirme yapılmamıştır.

Evimde gözaltına alındım. Yaşanan süreçten haberdar olmama rağmen hiçbir yere kaçmadım ve saklanmadım. Emniyet ya da savcılık tarafından çağrılsaydım gelir ifade verirdim. Bu nedenle kaçma şüphesinin var olduğundan bahsedilmesi doğru değildir.

b) Delilleri karartma şüphesi ortaya konulmalıdır.

Delillerin karartılması şüphesinin bulunup bulunmadığı ancak somut olayın özellikleri ile, sanığın kişiliği, tutumları, yaşam koşulları dikkate alınarak tutuklamanın nedeni olmalıdır. Her suç için zan altındaki kişinin mutlaka maddi gerçeği saklamak isteyeceği yolunda bir ön yargıdan yola çıkılarak tutuklamaya karar verilmesinin anayasa ile güvence altına alınmış olan kişi özgürlüğünü derinden zedeleyeceği ifade edilmektedir.

Hakkımda yürütülen soruşturma kapsamında karartılacak ya da gizlenecek bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle delil karartma şüphesinin varlığından bahsedilmesi doğru olmayacaktır.

c) Tutuklamanın Orantılı Olması gerekir

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun tutuklamayı düzenleyen 100. maddesinde tutuklamanın 'orantılı' olması gerektiği hususu açıkça belirtilmiştir. Soruşturma konusu fiilin önemi, karşılığında şüpheli ya da suçluya verilecek olan ceza ya da güvenlik tedbiri göz önüne alınarak, verilecek olan tutuklama kararı kişi açısından haksızlığa neden olmayacaksa verilmelidir. Kanunda aranılan orantılılık ilkesi bunu gerektirmektedir. Ayrıca, tutuklama, tedbir olarak başvurulan son çare olmalıdır. 'orantılılık' ilkesi gereği, ilk olarak kişi üzerinde daha az hak kısıtlanmasına neden olacak tedbirlere başvurulmalıdır.

Hayatını insanların eğitimi için geçirmiş ve hiçbir suça karışmamış birisi hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmayıp doğrudan tutuklama yoluna gidilmesi hukuken doğru olmadığı gibi vicdanen de doğru olmamıştır.


ÖRGÜT ÜYESİ SUÇLAMASI DOĞRU DEĞİLDİR

Kararda, örgüt üyesi olarak nasıl tespit edildiğim, örgüt kapsamında ne tür faaliyetler yaptığım, ne zaman ve kim tarafından örgüt üyesi olarak dahil edildiğim, örgüte hangi amaç doğrultusunda dahil olduğum ve bu amaç doğrultusunda ne tür faaliyetler yaptığım açıklanmadan yasal bazı davranışlar gerekçe gösterilerek silahlı örgüt üyesi olarak kabul edilmem doğru değildir.

Yapılan darbe girişimini kabul etmem mümkün olmadığı gibi açıkça lanetliyorum. Darbe yapanları ya da yaptıranları tanımam, bilmem. Hiçbir şekilde kabul etmediğim yasadışı bir girişimden dolayı benim doğrudan ya da dolaylı olarak sorumlu tutulmamı anlamakta zorluk çekiyorum.


Yukarıda arz edilen hususlar dikkate alındığında tutuklama kararının haksız ve hukuka aykırı olması nedeniylebu karara itiraz etmek zarureti hasıl olmuştur.

NETİCE VE TALEP :

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden dolayı;

Ceza Muhakemesi Kanununun 100 ve devamı maddeleri gereğince “TUTUKLAMA” kararının KALDIRILMASINA ve TAHLİYEME karar verilmesini arz ederim.

Saygılarımla.

 


İTİRAZ EDEN



Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi